Favoriler

Muğla Gezilecek Yerler & Güncel Muğla Gezi Rehberi

Bodrum, Marmaris, Fethiye, Gökova, Datça, Dalyan ve Milas gibi önemli tatil destinasyonlarına ev sahipliği yapar.

Muğla, 1124 kilometrelik kıyı şeridi Türkiye’nin en uzun kıyı şerididir. Aynı zamanda da bölgede 3000 yıllık köklü tarihinde Hititler, Lidyalılar, Frigler ve Dorlar gibi kültürlere sahip medeniyetlerden izler görmek mümkündür. Eski tarihi kayıtlarla Mobolia olarak geçen Muğla, birçok tarihi ve kültürel mirasıyla zamana meydan okuyan zenginliklere sahiptir. Bodrum Kalesi, Ölüdeniz, Saklıkent Kanyonu, Datça Yarımadası, Marmaris Kalesi, Kaunos Antik Kenti, Bozburun, Göcek Koyları Muğla’nın en meşhur turistik destinasyonları arasında yer alır.

Muğla’da hem huzurlu ve sakin tatil yapmak için çok iyi lokasyonlar bulunur hem de eğlence ve macera dolu bir tatil için farklı olanaklar vardır. Muğla’da seçtiğiniz tatil lokasyonuna göre tatil tarzınızı belirleyebilirsiniz. Bodrum ve Marmaris gibi bölgelerde eğlence ve gece hayatını daha coşkulu şekilde yaşayabilir ya da Datça ve Akkaya gibi tatil beldelerinde sakin ve huzurlu tatil yapma fırsatı bulabilirsiniz. Bölge su sporlarını deneyimlemek için de harika fırsatlar da sunar. Dalış yelken, sörf, kano gibi su sporları için Muğla ideal destinasyonlara sahiptir.

Muğla unutulmaz zamanların vazgeçilmezi olan Mavi Yolculuk yapmak için de en iyi lokasyonları bulabileceğiniz bir turizm kentidir. Tekne turu yaparak birbirinden güzel koyları keşfedebilirsiniz. Letoon Antik Kenti, Tlos Antik Kenti ve Kaunos Antik Kenti gibi yerleri gezerek kültürel ve tarihi keşifler yapabilirsiniz. Muğla’yı daha iyi tanımak istiyorsanız yazımızın devamındaki detaylı incelemeleri okuyabilir, Muğla seyahatinizi keyifle planlayabilirsiniz.


 Dalaman Çayı

Uzunluğu 229 km olan Dalaman Çayı, Yeşilköy dağlarından doğarak Akdeniz’e dökülür. Ortaca ve Dalaman ilçe sınırlarından geçen Dalaman Çayı, Akdeniz ve Ege Bölgesi’nin sınırını da oluşturur. 1.764 kilometrekarelik havzasında antik kentler, kaya mezarları, kilise gibi birçok antik kalıntı bulunur. Birbirinden farklı hem bitki hem de hayvan türlerine ev sahipliği yapan bölge, biyoçeşitlilik açısından önemli bir coğrafi alandır. Bölge için değerli bir su kaynağı olarak arazilerin sulanması ve elektrik üretimi için kullanılır.

Türkiye’nin en temiz çaylarından biri olan Dalaman Çayı’nın üzerinde 7 tane köprü vardır. Doğal ve tarihi güzellikleriyle popüler turizm destinasyonlarından birisidir. Dalaman Çayı’nda rafting ve kano gibi keyifli su sporları yapılabilir. Adrenalin tutkunları için Dalaman Çayı’nda rafting yapmak unutulmaz bir deneyim sunar. Siz de adrenalin dolu bir rafting turuna katılarak unutulmaz tatil anıları biriktirebilirsiniz. Muğla’nın doğal miraslarından biri olan Dalaman Çayı etkileyici kanyon manzaralarıyla ziyaretçileri büyüler. Doğanın estetiğini ve gücünü mükemmel şekilde gözler önüne seren Dalaman Çayı’nı ziyaret ederek eşsiz manzaralara tanıklık edebilirsiniz.


 Eski Datça

Datça Yarımadası’nın ilk yerleşim merkezlerinden biri olan Eski Datça’da ünlü şair Can Yücel’in evi bulunur. Can Yücel, Datça’ya olan hayranlığını etkileyici şiirlerinde dile getirmiştir. Daracık taş sokaklar ev taş evleriyle Eski Datça büyüleyici bir atmosfere sahiptir. Datça merkeze 2,5 km uzaklıkta bulunan Eski Datça, şiirsel manzaralarıyla çok etkileyici detaylar sunar. Özellikle fotoğraf tutkunları için bu bölgede çok güzel kareler yakalama fırsatı vardır. Hurma Sokak ve Akkaraca Sokak’tan başlayarak bu eşsiz tatil beldesini keyifle gezebilir aynı zamanda da Akkaraca Sokak’tan devam edince Alamango Evi’ni görebilirsiniz.

Kemerli mimarisiyle etkileyici bir manzara sunan Alamango Evi, Alamango adında bir Rum’un eski tarihlerden kalma evidir. Otantik Ege kültürünü mükemmel şekilde yansıtan Eski Datça sokaklarında huzur ve sakinliği bulabilirsiniz. Doğanın ve tarihin iç içe geçtiği Eski Datça’da tatilinin en huzurlu anlarını yaşarsınız Eski Datça’ya gitmişken Can Yücel’in yarım kalan şarabının sergilendiği köy kahvesinde mutlaka kahve içmelisiniz.

 Turgut Şelalesi

Marmaris’in saklı cennetlerinden biri olan Turgut Şelalesi doğanın estetik güzelliğini keşfedebileceğiniz oldukça etkileyici destinasyon noktalarından birisidir. 5 ayrı şelaleden oluşan şelaleler kompleksinin en yükseği 5 metre civarındadır. Şelalenin en güzel yanlarından biri su havuzlarının olmasıdır. Su havuzlarında yüzerek serinlemek mümkündür. Ortaca ilçesine 20 km mesafede yer alan Turgut Şelalesi, 50 metrelik sarp bir kayalıktan aşağıya düşer. 800 yıllık çınar ağaçları arasında bulunan şelalelerin suyu 15-16 derecelik bir sıcaklığa sahiptir.

Turgut Şelale’sini ziyaret ettiğiniz şanslıysanız kaplan kelebeklerini de görebilirsiniz. Suyu çok soğuk olan şelale sıcak yaz günlerinde eşsiz bir atmosfer sunar. Şelalerin aktığı yerde oluşan doğal havuzlarda yüzebilir, soğuk suyun keyfini çıkarabilirsiniz. Bu bölgede safari turları oldukça popülerdir. Safari turlarına katılarak macera dolu bir tatil deneyimi yaşayabilirsiniz. Turgut Şelalesi etrafında doğa yürüyüşleri yapabilirsiniz.

 Sultaniye Kaplıcaları

Türkiye’nin en yüksek radyoaktiviteye sahip kaplıcası olan Sultaniye Kaplıcaları’nın suyu 39 derece sıcaklıktadır. Köyceğiz Gölü’nün güneybatısında Ölmez Dağı eteklerinde bulunan Sultan Kaplıcaları, binlerce yıllık şifalı bir tarihi anlatır. Kadın hastalıkları, cilt rahatsızlıkları, böbrek hastalıkları, romatizma, ruhsal yorgunluk gibi sağlık sorunlarında alternatif tedavi olanakları sunar. Sultaniye Kaplıcaları’nın suyunun şifalı kabul edilmesinin nedeni suyun içeriğinde bulunan bileşenlerdir. Radon, sülfür, kalsiyum, klorür ve kalsiyum sülfat gibi bileşenlerden oluşan kaplıca suyunun sağlık açısından faydalı olduğu da düşünülür. Bu kaplıcadaki radon seviyesi Endonezya’dan sonra dünyadaki en yüksek radon seviyesidir.

Kaplıcanın termal suyunun çamuru da oldukça popülerdir. Güzellik çamuru olarak anılan termal su çamuru cildi güzelleştirmek için tercih edilir. İki bin yıllık şifa kaynağı Sultaniye Kaplıcaları’nda çamur banyosu yapabilirsiniz. Antik dönemlerde hastane olarak kullanılan bu bölge günümüzde sağlık turizminin en popüler merkezlerinden biridir. Sultan Kaplıcaları’nı ziyaret ederek şifalı sularından ve çamur banyosundan yararlanabilirsiniz. Tatilinizi bu güzel yerde özgürce geçirmek istiyorsanız web sitemizden Sultaniye Kaplıcaları villa seçeneklerine bakmanız yeterlidir.


 Azmak Nehri

Muğla’nın Ula ilçesinde bulunan Akkaya Köyü, doğanın cömertliğinden büyülenebileceğiniz muhteşem güzellikler sunar. Akkaya Köyü’nde yer alan Azman Nehri ise tatlı ve sodalı suyu ile oldukça farklı bir deneyim yaşamanızı sağlar. 2000 metrelik uzunluğa sahip olan Azmak Nehri’nde tekne ve kano turları düzenlenir. Azmak nehrinin suyu çok temiz ve berraktır. 8 dereceyi geçmeyen su sıcaklığıyla sıcak yaz günlerinde serinlemek isteyenlerin tercihidir.

Doğal bir akvaryum olarak görülen Azmak Nehri, Gökova Körfezi’nden denize dökülür. %60’ı sodalı olan nehir eski zamanlarda kadınların çamaşır yıkamak için kullandığı bir nehirmiş. Bu nedenle de Kadın Azmağı olarak da bilinir. Su samuru, su tavuğu ve çeşitli balıkların görülebildiği nehir biyoçeşitlilik açısından da önemli bir nehirdir. Sualtı faunasını nehrin berrak sularına bakarak izlemek mümkündür. Tekne turlarına katılarak Azmak Nehri’nin eşsiz güzelliklerini keşfedebilir, doğa ile iç içe zamanlar geçirebilirsiniz.

 
Yuvarlakçay

Sandras Dağı’nın kar sularından beslenen Yuvarlakçay, Topgözü vadisinden geçerek Köyceğiz Gölü’ne ulaşır. Ufaklı büyüklü şelaleler oluşturan çayın suyu çok soğuktur. Yuvarlanarak akmasından dolayı yuvarlak dere olarak da anılır. Çayın suyunun sıcaklığı 5 - 6 derece civarındadır. Çayın üzerinde kurulan ahşap salıncaklar da turistler arasında oldukça popülerdir. Yuvarlakçay’a giderseniz mutlaka çay üzerindeki salıncak keyfini deneyimlemelisiniz.

Ortalama 200 yıl kadar önce bu bölgede ciddi bir kuraklık yaşanmıştır. Yedi yıl boyunca süren kuraklık Topgözü’nden çıkan ve yuvarlanarak yayılan sularla sona erer. Bereketli sular yuvarlanarak çıktığından bu çaya Yuvarlakçay adı verilmiştir. Bu bölgeye geldiğinizde Topgözü Kanyonu’nu da ziyaret edebilir, yeşil doğa ile buluşarak benzersiz bir atmosfer yaratan nehrin berrak sularında dinlenebilirsiniz. Suyun kaynağına giden yolda da keyifli bir doğa yürüyüşü yapabilirsiniz.

 Gökçeler Kanyonu ve İncirliin Kanyonu

Muğla’nın eşsiz doğal güzellikleri arasında yer alan Gökçeler Kanyonu yaklaşık 8 km uzunluktadır. Ceviz, incir, zeytin, çınar ağaçlarıyla sarmalanmış kanyonun içinden Hamzabey Çayı geçer. Hamzabey Çayı’nda irili ufaklı şelaleler ve göletler bulunur. Ayrıca kanyonda 30’dan fazla mağara vardır. Bu mağaralarda cüce cinsi yarasalar yaşar. Aynı zamanda da kanyonun doğal ortamında keklik, kirpi, üveyik, tavşan gibi hayvanlara rastlamak mümkündür.

Kanyonun en tepesindeki seyirlik terastan panoramik manzaralar seyredebilir bu doğa harikasını kesintisiz görebilirsiniz. Uyku Vadisi olarak da bilinen Gökçeler Kanyonu’nun gizemli bir yanı olduğu söylenebilir. Aslında bol oksijenli bu bölge oksijen değerinin yüksek olmasından dolayı insanların uykusunu getirir. Kanyonda antik kalıntıların da olması bu kanyonu hem doğal güzellikler hem de tarihi zenginlikler açısından değerli kılar.

Kanyonda bulunan İncirliin Mağarası, 345 metre uzunluğunda oldukça etkileyici bir mağaradır. 8000 yıllık bir tarihe sahip olan İncirliin Mağarası sarkıt ve dikitlerle muhteşem manzaralar sunar. Mağaradaki ışıklandırmalar jeolojik oluşumlara zarar vermeyecek şekilde tasarlanmıştır. İncirliin Mağarası görsel şölen yaşamak isteyen turistlerin uğrak yeridir. Gökçeler Kanyonu’nda bu mağara gibi birçok farklı mağarayı ziyaret edebilirsiniz. Gökçeler Kanyonu’nda keyifli doğa yürüyüşleri yapabilir farklı doğal güzellikleri keşfedebilirsiniz.

 
Pedasa Antik Kenti

Bodrum’un Konacık Mahallesi’nden 2 km yukarıda bulunan Pedasa Antik Kenti 3000 yıllık bir tarihe tanıklık eder. Bodrum Yarımadası üzerinde kurulmuş 8 Leleg kentinden birisidir. Homeros’un İlyada Destanı’nda yer alan Lelegler, kalkanı tutmak için kulp icat edenler olarak ifade edilir. Pedasa kazılarında keşfedilen Athena Tapınağı ise antik dönemin en önemli kutsal merkezlerinden biridir. Lelegler, antik tarihte taşın efendileri olarak geçen taş ustalığı ile bilinen bir medeniyettir.

Pedasa Antik Kenti’nde; antik yol, akropolis, nekropoller, çiftlik evleri, tarım yapı ve terasları gibi alanlar bulunur. Leleglerin taş işçiliğinin güçlü olması inşa ettikleri yapıların çok usun süre ayakta kalmasını sağlamıştır. Antik Kentin etrafı sağlam surlarla çevrilidir. Lelegler taş ustası oldukları kadar iyi savaşçılar olarak da bilinir. Pedasa Kenti’ni ziyaret ettiğiniz antik yol yürüyüşü yapabilirsiniz. Leleg Yolu’ndan yürüyerek antik tarihi yakından keşfedebilirsiniz. Muhteşem manzaralar eşliğinde doğa yürüyüşleri yaparken gizli kalmış antik tarihin izlerine rastlayabilir, tarihi doyasıya yaşayabilirsiniz.

 Kabak Koyu

Likya Yolu üzerinde bulunan Kabak Koyu, Türkiye’nin saklı cennetlerinden birisidir. Üç tarafı dağlarla çevrili olan koy kanyon biçimindeki derin bir vadiden denize açılır. Birinci derece doğal sit alanı olarak korunan Kabak Koyu, el değmemiş doğasıyla eşsiz bir tatil deneyimi sunar. Yeşil ormanlar ve turkuaz rengi denizin buluştuğu Kabak Koyu’nda huzurlu ve sakin bir tatil yapabilirsiniz. Etrafı kayalıklarla çevrili koyda yüzmek çok keyiflidir. Plajı biraz çakıllı ve ince kumlardan oluşan temiz plajdır.

Kabak Koyu genellikle daha sakin bir atmosfer arayanların tatil yaptığı bir yerdir. Doğayla iç içe, sakin ve keyifli bir tatil için bu cennet koyu tercih edebilirsiniz. Kabak Koyu eskiden çok daha az bilinen bir tatil bölgesiydi. Bu günlerde yoga ve meditasyon gibi etkinliklerle daha popüler hale gelen Kabak Koyu’na gitmişken Likya Yolu’nu da yürümeyi deneyebilirsiniz. Rehberli turlara katılarak unutulmaz bir doğa macerası yaşayabilirsiniz.


 Marmaris İçmeler

Adını sahip olduğu şifalı sulardan alan İçmeler, Marmaris’in popüler tatil bölgelerinden biridir. Toroslar’ın eteklerine kurulmuş olan İçmeler’in büyüleyici bir atmosferi vardır. İçmeler’in bitki örtüsü ve ağaçları dünya genelinde nadir bulunan bir atmosfer yaratır. Oksijen seviyesinin çok yüksek olduğu bu bölgede temiz havanın tadını çıkarabilirsiniz. Huzuru ve dinginliği arayanlar için İçmeler’de her yeri kaplayan ormanları harika olanaklar sunar. Yeşilin büyüsü ile donatılmış İçmeler’de huzurlu ve sakin bir tatil yapma fırsatı bulabilirsiniz.

Berrak ve tertemiz deniziyle dikkat çeken Kızkumu Plajı’nda keyifli vakit geçirebilirsiniz. İçmeler’in 6 kilometrelik sahil şeridi mavi bayraklı bir sahil şerididir. Yani Türkiye’nin en temiz plajlarını bu bölgede bulabilirsiniz. İçmeler su sporları yapmak için ideal olanaklar sunan bir bölgedir. Dalış, sörf gibi su sporlarını bu bölgede keyifle yapabilirsiniz. Muğla ilinde kiralık villa seçenekleri açısından sadece İçmeler değil çok geniş bölge alternatifi için tek yapmanız geren web sitemizden konaklamak istediğiniz bölgeyi seçmek olacaktır. Bizimler her zaman sorunuz villa konaklama deneyimini kolaylıkla yaşarsınız.

 
Saklıkent Kanyonu

Doğa harikası aynı zamanda da sıklıkla tercih edilen turizm merkezi olan Saklıkent Kanyonu, Fethiye merkeze 45 kilometrelik bir mesafede yer alır. Ortalama yüksekliği 200 ve 600 metre arasında değişen kanyonun uzunluğu ise 18 kilometredir. Kanyonun içerinden Eşen Çayı’nın bir kolu olan Karaçay akar. Kanyondan akan su oldukça soğuktur. Kanyonun genişliği bazı yerlerde 2 metre kadar daralır. Adrenalin tutkunları için maceralı bir yolculuk sunan kanyonda rafting yapmak mümkündür. Aynı zamanda da kanyonda yürüyüş yaparken doğanın estetik ve gizem dolu yönlerini keşfedebilirsiniz.

Saklıkent Kanyonu’nun büyük Likya depremi sonrasında meydana geldiği rivayet edilir. Jeolojik oluşumların zaman içinde şekillenerek oluşturduğu kanyonun içinde yürürken kendinizi başka bir dünyadaymış gibi hissedebilirsiniz. Kanyonu ziyaret edecekseniz hazırlıklı olmanızda fayda olacaktır. Suda yürümeye ve kayalıklarda kaymamaya imkan tanıyan ayakkabılar tercih edebilirsiniz. Kanyonda rafting yapmak çok heyecanlı ve eğlenceli olabilir. Profesyonel rehberler eşliğinde rafting deneyimi yaşayabilirsiniz.


Bodrum Kalesi

Gotik mimari özellikleriyle dikkat çeken Bodrum Kalesi, tarihte önemli izler bırakmış Saint John Şövalyeleri tarafından 1402 yılında inşa edilmiştir. Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden seçilmiş olan şövalyeler kaleye kendi kültürlerine özgü kuleler eklemiştir. Fransız, İngiliz, İspanyol, Alman ve İtalyan kuleleri olarak bilinen bu kuleler, Bodrum Kalesi’ne evrensel mimari özellikler katar.

Kalenin yapımında Mausoleum’un kalıntılarının kullanılması nedeniyle kalenin bazı yerlerinde antik izlere rastlamak mümkündür. Bodrum Kalesi tahkimatlı siper, çift duvarlar arası su hendeği, kontrol kulesi, sama köprü, ön avlu ve iç avlu, kilise, iç odalar gibi bölümlerden oluşur. Kale Osmanlıların eline geçtiğinde kilise camiye dönüştürülmüş ayrıca kaleye hamam da eklenmiştir.

Çok katmanı tarihsel ve kültürel kimliği ile etkileyici görünümler sunan Bodrum Kalesi, Bodrum’un mutlaka görülmesi gereken turistik noktaları arasında yer alır. 1994 yılında kaleye eklenen Su Altı Arkeoloji Müzesi’nde ilgi çekici su altı eserler sergilenir. Su Altı Arkeoloji Müzesi içerisinde Cam Batığı, İşkence ve Katliam Odaları, Doğu Roma Gemisi, Karyalı Prenses Salonu, Sikke ve Mücevherat Salonu gibi sergi bölümlerini ziyaret edebilirsiniz.


 Karia Yolu (Karya Yolu)

Türkiye’nin en uzun mesafeli trekking yolu olan Karia Yolu farklı noktalardan başlayan etaplardan oluşur. 850 kilometrelik bu rota; Bozburun ve Datça Yarımadaları yanı sıra Gökova Körfezi ve İç Karia olarak dört ana bölümden oluşur. Muğla Çevresi olarak bir ek bölüm de vardır. Karia Yolu, üzerinde birçok antik kalıntıya rastlamak mümkündür. Amos, Knidos ve Alinda gibi antik kentler bu yol üzerinde yer alır. Karia Yolu adını Antik Karia Uygarlığı’ndan alır.

Beş bölümden oluşan Karia Yolu’nda 46 etap bulunur. Bozburun Yarımadası rotası İçmeler’den başlar ve Hisarönü’nde son bulur. Bu rota yarımadayı sahil boyunca takip eder. Gökova Körfezi rotası Akkaya’dan başlayarak Bodrum’a uzanır. Bu rotada denize girmek için ıssız koyları keşfedebilirsiniz. Eski Datça’dan başlayan Datça Yarımadası rotası Knidos antik kentinden geçerek Akkaya’ya ulaşır. İç Karia rotası Akkaya’dan başlayarak sahil boyunca devam eder ve Bodrum’da son bulur. Muğla çevresi rotası ise Akkaya’dan başlayarak eski bir kervan yolunu takip eder. Karia Yolu’nu yürümeyi düşünüyorsanız teçhizat bakımından sağlam bir plan yapmalısınız. Trekking ayakkabıları, özel yürüyüş kıyafetleri gibi donanımlarla yolu yürüyebilirsiniz.


 İncekum Plajı

Marmaris’in Çamlı Köyü mevkiinde bulunan İncekum Plajı, deniz ve ormanın buluştuğu oldukça keyifli plajlardan biridir. Olağanüstü incelikte kumlarla kaplı plaj turkuaz rengi sulara açılır. Plaj çevresinde meşe, defne ve sandal gibi değerli ağaçlarla kaplı yeşil alanlar bulunur. Tropikal adalara benzeyen İncekum Plajı’nda tertemiz ve berrak denizin keyfini çıkarabilirsiniz. Dalgasız ve durgun denizde yüzmek çok keyiflidir. Plajın kumları ince, sarı ve yumuşaktır. İnce kum tanecikleriyle ünlü olan plajın uzunluğu yaklaşık 1 kilometredir.

İncekum Plajı’nın tam karşısında Kleopatra Adası tüm güzelliğiyle sizi karşılar. Bu plaja gelmişken Kleopatra Adası’nı da ziyaret edebilirsiniz. İncekum Plajı Türkiye’nin en güzel plajlarından birisidir. Orman ve denizin iç içe geçtiği plajın kumu çok yumuşaktır. İncekum plajı yeşil ve mavinin tonlarını yakalayabileceğiniz bir tropikal adaya benzer. Plajın bu eşsiz kumuna bastığınızda ayaklarınızın altına bulutlar serilmiş gibi hissedebilirsiniz. Sakin ve keyifli bir tatil planlıyorsanız İncekum Plajı’nın sunduğu güzellikleri keşfedebilirsiniz.

 
Toparlar Şelalesi

Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde bulunan Toparlar Şelalesi, ormanların içinde benzersiz bir doğa harikasıdır. 3-4 metre yükseklikten dökülen şelalenin döküldüğü yerde 2-3 metre derinlikte bir göl oluşmuştur. Yaz aylarının sıcak günlerinde serinlemek için bu bölgeyi tercih edebilirsiniz. Çam ağaçlarıyla çevrili şelale çok serin ve fresh bir hava sunar. Şelalenin dibindeki ağaçta bir ip asılıdır ve bu iple sallanarak şelalede keyifli vakit geçirebilirsiniz.

Ancak Toparlar Şelalesi etrafında tesis bulunmaz. Bu nedenle de şelaleyi gezmeye giderken hazırlıklı olmalısınız. Yanınıza su gibi gerekli ihtiyaçları almayı unutmamalısınız. Şelalenin oluşturduğu doğal gölde yüzebilir ya da şelale etrafında doğa yürüyüşüne çıkabilirsiniz.


 Palamutbükü Plajı

Datça’nın en güzel plajlarından biri olan Palamutbükü Plajı, yeşil alanlarla çevrili temiz ve sakin bir plajdır. Adeta bir akvaryuma benzeyen deniziyle Datça’nın sevilen plajları arasında yer alır. Berrak sularda yüzerken, doğanın sizi sarıp sarmalamasına izin verebilirsiniz. Palamutbükü Plajı yoğun şekilde çakıl taşlı bir plaj olduğundan keyifli bir kullanım için deniz ayakkabısı giymenizi tavsiye ederiz. Doğa harikası koylardan birinde yer alan bu plajın denizi çok temizdir.

Palamutbükü Plajı, seçkin ve kaliteli tatil yapmak isteyenlerin tercihidir. Etrafı kapalı olduğundan deniz dalgalı olmaz. Plaja gelmişken Palamutbükü çevresini de gezebilirsiniz. Akvaryum Koyu’nu ve Kindos Antik Kenti’ni ziyaret edebilir ve tekne turlarına katılarak eşsiz güzellikler sunan koyları keşfedebilirsiniz. Datça’ya gittiğinizde el değmemiş doğal güzellikleri görmek için çevredeki köyleri gezebilirsiniz. Bademiyle ünlü Datça’da bademli birçok lezzet de mutlaka denemelisiniz.

 
Dalyan Kral Mezarları

Kaunos Antik Kenti sınırları içerisinde yer alan Dalyan Kral Mezarları, etkileyici görünümleriyle masalsı bir atmosfer sunar. Tanrıya yakın olmak isteyen kralların yaptırdığı düşünülen Kaya Mezarları dağların içine oyulmuştur. 2400 yıllık kaya mezarları Karia uygarlığının mimari izlerini taşır. Mezarlarda ölülerin üzerine yatırıldığı 3 taş yatak bulunur. Mezarların içine girmek mümkün değildir bu sebeple de sadece uzaktan seyredilebilir.

Kaunos Kaya Mezarları, mimari olarak ilk defa Kaunos’ta görülen ve tapınak cepheli olarak tanımlanan kaya mezarları olarak dikkat çeker. Hellen Tapınağı mimarisini yansıtan bu kaya mezarları Likya bölgelerindeki mezarlardan farklıdır. Mezar ne kadar yüksekte olursa kişinin de Tanrıya o kadar yakın olacağı görüşü antik çağlarda yaygındır. Kaya mezarları bu görüşü simgeleyen oldukça etkileyici mezarlardır. Antik kentin içerisinde tiyatro, kilise, tapınak gibi yapılar bulunur. Ancak kentin en belirgin kalıntıları kaya mezarlarıdır.

Kaya mezarları geceleri ışıklandırılır ve çok güzel görünür. Kaya mezarlarını hem denizden hem de karadan görebilirsiniz. Kaya mezarları çok gizemli ve mistik bir atmosfere sahiptir. Heykeltıraş elinden çıkmış gibi incelikli yapılarıyla zamana meydan okuyan antik kalıntılardır. Kaya mezarlarını seyrederken kendinizi fantastik bir filmin içindeymiş gibi hissedebilirsiniz. Dalyan geziniz sırasında hiçbir yeri atlamamak için Dalyan diğer gezilecek yerleri listenizi mutlaka hazırlamalısınız.


 Bozburun Yarımadası

Ege’nin cennet köşesi olarak anılan Bozburun, dört bin yıllık geçmişiyle doğa ve tarihin buluşma noktasıdır. Antik kentleri, büyüleyici koyları, geniş ormanlık alanlarıyla Bozburun Yarımadası etkileyici manzaralar sunar. Bozburun Yarımadası’nın tam karşısında Simri adındaki Yunan adası vardır. Bozukkale Koyu ve Limanı tekne turlarının uğrak noktasıdır. Loryma Antik Kenti, Bayır Köyü, Kumlubük Koyu, Amos Antik Kenti, Phoinix Antik Kenti, Orhaniye Köyü, Kızkumu Plajı, Turgut Şelalesi, Hisarönü ve Selimiye gibi yerler yarımadanın en popüler turistik bölgeleridir.

Türkiye’nin en güneyinde olduğundan yarımadada 6 ay gibi uzun bir yaz sezonu olur. Korunaklı koylara ve körfezlere sahip olan yarımadada kış aylarında tekneler ağırlanır.  Türkiye’nin en uzun antik yolu Karia Yolu’nun 148 kilometresi bu yarımadadan geçer. Yarımada sınırları içerisinde 25 koy ve 20 tepe vardır. Genel olarak dağlık bir yapıya sahip olan bölgede doğal limanlar teknelere ev sahipliği yapar.

Bozburun gulet adı verilen teknelerin yapımıyla meşhurdur. Geleneksel bir zanaat olan gulet yapımı günümüzde de oldukça yaygındır. Bozburun; sakin, huzurlu, gizemli ve doğal güzellikleriyle büyüleyici bir tatil bölgesidir. Unutulmaz bir tatil planlamak istiyorsanız Bozburun Yarımadası’nı ziyaret edebilirsiniz.

Saburhane

Eşsiz mimariye sahip tarihi evleri ve yapılarıyla dikkat çeken Saburhane, Muğla’nın doğu yakasında yer alır. Kentsel sit alanı olarak ilan edilen bu yerleşim yeri Türk ve Rum azınlığın birlikte yaşadığı bir tarihe tanıklık eder. Saburhane’deki tarihi evler kiremitten şapkalı bacaları, kuzulu kapı denilen kanatlı kapıları ve küçük avlularıyla büyüleyici bir görsel bellek sunar. 500 yıllık bir geçmişe sahip olan Saburhane Mahallesi mübadele öncesinde kentin eğlence mekânlarına ev sahipliği yaparmış. Rumların işlettiği meyhaneler ve eğlence yerleri bu mahallede yer alırmış. Bazı kaynaklara göre mahallenin adının Rumların ürettiği Sabur şarabından geldiği de söylenir. Mübadele sonrasında Rum halkı bölgeden ayrılınca buradaki işletmeleri Türkler devralmıştır. Saburhane’nin tarihi zenginliklerini korumak için çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Saburhane’ye giderseniz dar sokaklardan geçerek etkileyici manzaralarla karşılaşabilirsiniz. Muğla’da tatil yapacaksanız tarihe tanıklık eden bu şirin mahalleyi mutlaka görmelisiniz.

 Fosforlu Mağara

Dilek mağarası olarak da bilinen Fosforlu Mağara, Marmaris koyunun girişinde Cennet Adası üzerinde bulunan bir deniz mağarasıdır. Mağaranın bu ismi almasının nedeni turkuaz renkli denizin mağaraya yansımasından dolayı oluşan görüntüdür. Kalker ve serpantin kayaçlardan oluşan mağaranın sonunda ayakta durabileceğiniz bir kumluk oda bulunur. Mağaraya sadece deniz yoluyla gidilebilir. Yüzerek ya da küçük bir kayıkla mağarayı gezebilirsiniz.

Işığın yansımasıyla mağaranın içi fosfor gibi parlar. Mağaranın içi geceleri çok aydınlık olur. Gündüzleri parıltılar fark edilir. Jeolojik değeri yüksek olan Fosforlu Mağara’ya tekne turlarıyla gidilebilir. Tekne turlarında bu mağara uğrak noktalardan biri olarak sıklıkla ziyaret edilir. Doğanın gizemli görüntülerinden birini sunan Fosforlu Mağara’yı gördüğünüzde çok etkileneceksiniz. Tekten turlarında bu mağara önünde yüzme molaları verilir. Fosforlu mağaraya uğrayan tekne turlarına katılarak bu eşsiz doğa güzelliğine yakından tanık olabilirsiniz.


 Dalyan Sülüngür Gölü

Dalyan İztuzu Plajı’na giden yol üzerinde bulunan Sülüngür Gölü, mavi ve yeşilin benzersiz uyumunu gözler önüne serer. Sülüngür Gölü’nün uzunluğu 2 km, genişliği ise 1,5 kilometredir. Gölün derinliği 10 metreye kadar çıkabilir. Göl çevresinde yemyeşil ağaçlar ve salık alanlar bulunur. Fotoğraf tutkunlarının uğrak noktası olan Sülüngür Gölü, etkileyici kareler yakalamak isteyenlere mükemmel olanaklar sunar. Sülüngür Gölü Antik Kaunos kentinin iki limanından biriyken denizle olan bağlantısını kaybetmiştir.

Çupra ve levrek yetiştirmek için balık kooperatifi tarafından kullanılan gölde ne yazık ki yüzmek mümkün değildir. Balık tutmaya da izin verilmez. Nil Kaplumbağaları bu göle gelerek yumurtalarını bırakır. Gün doğumu ve gün batımında göl ve çevresinde çok etkileyici manzaralar yakalanabilir. Gölün etrafında restoran ve cafeler vardır. Ayrıca göl kenarında banklarda oturmak da mümkündür. Dalyan tarafına giderseniz Sülüngür Gölü’nden gün batımını mutlaka izlemelisiniz. Gün batımında çok güzel fotoğraf kareleri yakalayabilirsiniz.

 
Akbük Koyu

Gökova Körfezi’nin en güzel koyları arasında sayılan Akbük Köyü, Muğla ili sınırları içerisinde yer alır. Akbük Koyu’nda Azmak Nehri denizle buluşur. Bu nedenle de çok özel ve çok temiz bir denizi vardır. Deniz suyu çok berraktır ve derin yerlerde bile denizin dibi görünür. Ormanlık alanlarla çevrili olan koyun plajı mavi bayraklıdır. Akbük Koyu’nda dalış yapanlar renkli balıklar gibi birçok deniz canlısını görebilir. Deniz çok berrak olduğundan yüzerken de balıkları görmek mümkündür. Korunaklı bir doğal liman olan Akbük Koyu’nda deniz dalgalı olmaz. Çarşaf gibi bide deniz arıyorsanız bu koyu mutlaka ziyaret etmelisiniz.

Yabancı turistlerin sıklıkla tercih ettiği yerlerden birisi olan Muğla Akbük Koyu muhteşem deniziyle popülerdir. Azmak Nehri burada denize karıştığı için tatlı su ve tuzlu suyun birlikteliği deniz keyfini arttırır. Birinci derece doğal sit alanı olarak da bölge koruma altında olup imara kapalıdır. Yatlar ve günübirlik gezi tekneleri bu koya sıklıkla uğrar. Akbük Koyu’nda kano kiralayarak keyifli vakit geçirebilirsiniz. Koy etrafındaki ormanlık alanlarda doğa yürüyüşüne çıkabilirsiniz.

 
Knidos Antik Kenti

Datça’nın tarihi zenginlikleri arasında önemli bir yere sahip olan Knidos Antik Kenti, M.Ö. 7.yüzyılda Dorlar tarafından kurulmuştur. Dünyanın yedi harikasından biri olan İskenderiye Feneri’nin mimarı Sostratus burada doğmuştur. Praksiteles tarafından yapılan Afrodit Heykeli antik kentin etkileyici kalıntıları arasında öne çıkar. Kentin en yüksek noktasındaki Akropolde Apollon Tapınağı ve Atina Tapınağı vardır. Knidos Tiyatrosu, akustik özellikleriyle dikkat çeken 13 bin kişilik bir antik tiyatrodur. Artemis’e adanmış olan Letoon Knidos’un kutsal alanıdır.

Şehrin ticari merkezi olan agorada dükkanlar, stoalar bulunur. Nekropol ise önemli kişilerin mezarlarının yer aldığı bölümdür. Antik dünyasının en eski saatlerinden biri olan güneş saatini de bu antik kentte görmek mümkündür. Knidos, bilim ve sanatın geliştiği bir medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Doktor Euryphon Knidos’ta tıp okulları kurmuş ve tıp alanında çalışmalar yapmıştır. Kentin sahile yakın bölgesinde bulunan Dionysos Tapınağı’nda Dionysos ile ilgili kabartmalar ve imgeler görülür.

Antik kent; mimarlık, sanat, bilim gibi alanlarda oldukça gelişmiştir. Kentin batı limanı savaş gemileri için doğu limanı ise ticaret gemileri için kullanılmış. Antik çağlardaki şarap ticaretinin önemli bir kısmı burada yapılırmış. Ticarette çok ilerleyen kentin zenginleşmesi bilim ve sanata önem vermelerini sağlamış. Bu nedenle de antik kentte birçok sanatsal ve bilimsel tarihi zenginliğe rastlamak mümkündür. Datça merkeze 33 km mesafede konumlanan antik kentin manzaraları da çok etkileyicidir. Knidos Antik Kenti’ni ziyaret ederek unutulmaz keşifler yapabilirsiniz.


 Orhaniye Kızkumu

Orhaniye Kızkumu plajının çok farklı bir özelliği vardır. Denizde sığlık bir yükselti bulunur. Buradan yürüyen insanlar denizin üzerinde yürüyormuş gibi görünür. Kızkumu plajının bir de dilden dile aktarılmış efsanesi anlatılır. Bu efsaneye göre Bybassos Kralı’nın kızı korsanlardan kaçmak için eteğine kum doldurarak denize serperek denizi geçmeye çalışır. Denize serptiği kumlar deniz üzerinde bir yol oluşturur. Fakat kumları bitince boğularak ölür. Efsaneye göre bu plaja bu yüzden Kızkumu Plajı denir.

Bir doğa harikası olan Kızkumu Plajı’nda 4 metre genişliğinde 600 metre uzunluğunda bir yol deniz üzerinde yürüyüş yapmanızı sağlar. Plajda atmosfere farklı bir hava katan bir heykel olduğunu görebilirsiniz. Bu heykel efsanenin kahramanı olan prensesi tasvir eder. Bu gizemli koyun ortasında bir ada bulunur. Adanın üzerinde antik kalıntılara rastlamak mümkündür. Orhaniye Kızkumu deniz üzerinde yürüme keyfini yaşatan, çok özel ve etkileyici bir plajdır. Bu plaja gitmişken Hisarönü Körfezi, Turgut Şelalesi, Bozburun Yarımadası gibi turistik destinasyonları da ziyaret edebilirsiniz.

Popüler Yazlık Villa Bölgelerimiz
×Lütfen İletişime Geçmek İstediğiniz Müşteri Temsilcisini Seçiniz
Menü
İdeal Villanı BulYENİ
Villa Ara
×REZERVASYON OLUŞTUR
Giriş Tarihi
Çıkış Tarihi
Tarihler Müsait
Giriş Saati :Çıkış Saati :
  • İndirim
  • İndirim
  • Temizlik Ücreti
  • Isıtma Ücreti
  • Toplam Tutar
  • Ön Ödeme
  • Girişte Kalan (Nakit olarak alınır)
Toplam
×
UYGUNLUK TAKVİMİ
Müsait
Opsiyon
Dolu Günler
Giriş-Çıkış
Özellik
Sizi Arayalım
WhatsApp
Talebiniz AlındıSizi En Kısa Zamanda Arayacağız.
x
Sizi arayalım!Müşteri temsilcimiz ile konuşun...

Sizi arayabilmemiz için telefon numaranızı girin ve ne zaman konuşmak istediğinizi seçin